ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ
Gönder  
  Ana Sayfa
  Şikayetleriniz için
  İletişim
  Ziyaretçi defteri
  KOMİK RESİMLER
  SAYAÇ
  KOMİK SOYADLARI
  BEN
  ANKETLER
  SPOR
  UYDU
  Top liste
  5/A SINIFI
  Takım puan durumu
  Motor ve Arabalar
  FIKRALAR
  DUALAR
  YENİŞEHİR
  BEBEK RESİMLERİ
  HABER
  ÇOK İLGİNÇ ŞEYLER
  BUNLARI BİLİYORMUYDUNUZ
  Okul Korkusu
  ESPİRİLER
  Okul Başarısı
  100 DİLDE SENİ SEVİYORUM
  FB TAKIMI
  Günlük Burçlar
  BİLMECELER
  GAZETELERİN 1. SAYFALARI
  KARİKATÜRLER
  SÖZLÜK
  VİDİO HABER
  İDDAA OYNA
  ARABA VİDİOLARI
  BAYRAK
  GAZETE
  Link listesi
  Forum
  Galeri
  BaTuHaN
  ŞEHİTLERİMİZ ANISINA İZLE
  FB RESİMLERİ
  KEMAL SUNAL
  ÇOK SÜPER FİLMLER
  TELEFON FATURA SORGULA
  TV CANLI
  HANGİ GÜN DOĞDUN?
  FB SLAYTI
  FİLMLER
  MÜZİK DİNLE
  Kurtlar Vadisi Pusu İZLE
  Dini Bölüm
  RESİMLER
  Klavyenin Kısa Yolları
  Çanakkale Geçilmez İZLE
  KG HESAPLA
  CHAT
  müzik
  MSN NİCKLERİ
  Mp 3 TÜRK
  ASKER VİDİOLARI
  Osmanlı Padişahları
  SON DEPREMLER
  YENİŞEHİR HAKKINDA BİLGİ
  BURSA
  OYUNLAR
  KUMLUK CAMİİ
Okul Korkusu

           Okul Korkusu
Okula başlama, tüm başlangıçlarda olduğu gibi, hem coşku, hem de biraz kaygı verici bir olaydır. Okul dönemi, çocuk ve ailesi için yepyeni ve önemli bir evredir. Okula başlama; belirli bir olgunluğa ulaşma, sorumluluk alma, bunların getirdiği sevinç yanında, ana babadan ayrı, kendi başına yeni ve bilinmez bir serüvene başlamanın korkularını birlikte içerir. Oyun ve arkadaş deneyimi olmayan, sorumluluklarını bilmesine ve üstlenmesine fırsat tanınmamış olan çocuklarda, evden kopup okula başlama sorun oluşturabilir. Zekası yeterli olsa bile, çocuk ruhsal yönden okula hazır değildir; evin koruyucu sığınağından çıkmak Okul çağına gelmiş olmasına karşın, öğrenme ve kavraması yeterli düzeye ulaşmamış olabilir.
Buna benzer zorluklar yaşayan çocuklarda, okula gitmek istememe, arkadaşlarına yanaşamama, içe kapanık ya da tepkisellik gibi uyum sorunları görülür.
Okul korkusu, okul çağındaki çocuklarda birdenbire okula karşı beliren yoğun direnç durumudur. Bu çeşit bir korku geliştiren çocuklar genellikle annelerine çok bağımlı çocuklardır. Hastalığı başlatan olay okulla değil, anneyle ilgilidir. Evdeki çatışmalı ortam ya da küçük kardeşin anne ile daha fazla yakınlaşabileceği düşüncesi, çocuğun aklının evde kalmasına ve okulda durmakta zorlanmasına neden olabilir. Çocuk için anneden ayrılma sayılabilecek her türlü olay, annenin hastalanması ve hastaneye yat- ması, annenin ya da çocuğun bağımlı olduğu kişinin bir süre için evden uzak kalması, kardeş doğumu nedeniyle annenin ilgisinin bölünmesi ya da boşanma sözü geçen bir ana baba kavgası ortaya çıkartıcı etkenler olarak sayılabilir.
Genellikle çalışkan, derslerine düşkün olarak bilinen çocuk, karın ağrısı, baş ağrısı, bulantı gibi yakınmalarla evde kalmak ister; okula gitmesi için zorlandığında paniğe girer, ağlayarak, tepinerek tepki gösterir. Evde kal- masına izin verildiğinde tüm yakınmaları kısa sürede ortadan kalkar. Ancak aynı tür tepkiler, okula gitmesi istendiğinde yineler.
Okul korkusunun, erkek ve kız çocuklarda görülme sıklığı eşittir. çocuğun okula başlama yaşı olan 5-7 yaşlar ve yine ilköğrenimin bittiği, daha büyük sınıflara başlama dönemi olan 12-14 yaşlar arasında en yüksek oranda ortaya çıktığı saptanmıştır.
Okul korkusu olan .çocukların ana-babaları, diğer psikiyatrik bozukluklar gösteren çocukların ana-babaları ile karşılaştırıldığında rol davranışı, iletişim duygu aktarımı ve kontrol kurma gibi alanlarda daha aza işlevsel bulunmuşlardır.
Okul korkusu gösteren çocuklarda, aile farkında olmaksızın bu bağımlı ve olgunlaşmamış davranış örüntülerini desteklemektedir. Dolayısıyla da çocuğun evde kalış süresi uzadıkça okula dönmesi güçleşeceğinden, tepkisine karşın çocuk okula götürülmelidir.
Bu sorunun çözüme kavuşturulmasında aile, hekim, öğretmen işbirliği çok önemlidir. Eğitim, aile ve öğretmenin birlikte yürüteceği zorlu bir iştir. çocuğun okula başlaması ile birlikte, öğretmen onun dünyasında en etkin, en vazgeçilmez kişi olur. ilkokul çağındaki çocukların eğitiminde en temel öğe, öğretmen ile çocuklar arasındaki ilişkidir. çoğu zaman bu ilişki, çocuğun okula ve arkadaşlarına karşı gösterdiği tepkiyi, başarısını ve gelişimini etkiler.
Öğretmen tepkileri ve davranışları tutarlı bir kişi olmalıdır. Çocukların başarısızlıklarını, sorunlu oldukları noktaları vurgulamak yerine, nedenler üzerinde durarak, araştırarak incelemeli, onları anlamaya çalışmalıdır.
Öğretmen ile öğrenci arasındaki olumsuz ilişki, çocuğu okul konusunda güvensiz kılar.
Okul korkusunda öğretmen, çocuğun kaygısının kaynağının okulla bağlantılı olmadığını anlamalı ve bu kaygının doğru ele alınması konusunda aile ve hekimle işbirliği yapabilmeli, tutumlarını çocuğun gereksinimleri doğrultusunda esnetebilmelidir. Çocuğu, okulda kalmasını kolaylaştırabilecek, kaygısını azaltacak etkinliklere yönlendirmelidir.
Bazı durumlarda çocuk, annesi yanında olmaksızın sınıfa girmeyebilir. Sınıfa girmese de çocuk okula götürülmeli ve bu dönemde çocuğa karşı daha kararlı davranabilenBir aile bireyi, çocuğu okula götürme
sorumluluğunu üstlenmelidir.
Çocuğun okula yeniden alıştırılması davranışçı tedavi teknikleri doğrultusunda, aşamalı duyarsızlaştırma, koşullandırma yöntemleri ile sağlanır. Bu arada çocuğun okula gitmesi desteklenirken, bir yandan da aile içi ilişki ve iletişimlerdeki bozuk yanlar ve bu korkuya yol açan nedenler, çocuk ve aile ile birlikte ele alınarak çözümlenmeye çalışılır.
Uzunlamasına yapılan çalışmalar, okul korkusu olgularının çoğunun okula döndüğünü göstermektedir. Prognozu ya da klinik gidişi olumlu yönde belirleyen etmenler arasında zeka, tedavinin 14 yaşından önce başlatılmış olması ve yatarak tedavi gören hastalarda , taburcu olurken belirtilerin ortadan kalkması sayılabilir
.

 
SAAT  
   
Bugün 8 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol